Zamanda yolculuk zararla son bulur azarla korkunu
Bir mektuptur kalan masanda bulduğun
Yazında soluduğun kışında nefessizim aniden
O an belirdi gökyüzünde sert kobalttan maviler

Anlat temaline eskiyen çocukluğuna ayarsın
Umutların yok göz yaşlarına merdiven dayarsın
Manasız belirsiz hatıralar diş geçirdi etime
Boş vermişlik iyiden iyiye hasar verdi bütün gücüme

Çok küçükken öcüler ağlatırdı şimdi pembeleşti
Var olmanın gereksizliğiyle iyice ötekileştim
Tam yirmi beş yıl eşlik etti karanlık aydınlık ağı
Aydınlık terketti bak karanlıkla var bağım

Bir defter bin ağıt, insan etten dil ağır
Tek sebepten yazan eller gel küfret de bağır
Sanki sağır hayat duymuyor kalleş bana bayağı
Sokaklar bu serseriyi yakın tanır açık yaka bağır

Hayalin yeri yok, zamanı sar ellerimden kayıp gidiyor
Bu diyar beni geriyor, bu günümü mahkum ediyor

Sanki nispet etmek için var tüm mutlu şarkılar
Kolumdan çekeliyor uzakta ışıklar var arşiyar
Yüz hatlarımdan oku ben içeriğini yaşadığım
Hayat yüzünden kirlettim bu denizi ondan öldü martılar

Sen varlıktan şımartılan çocuksun duygulardan ırak
Yokluğundayım yakın beni yoksul uykularda bırak
İstemezsen beni gelip kırar kalbin durma noktasında
Bunaltan bir hafta yirmi dört saatim duman

Sağlık, sıhhat kayıp, son dönem bir matem ayı
Bıktım izlemekten mazi çekti gözlerimden retinayı
Dizlerin toprakta kalsın uğraş verme kalkmak için
Ben yazmadım ki sizler oluşturdunuz bu temayı

Anlattıklarım hakikat
Zaman hiç beklemeden hareket etti, sanki bir yılım bir dakika
Bu sınır sonrasında patika var, realde kal
Ne hâldeyim bilmezlerdeysen eğer hep yakandalar

Hayalin yeri yok, zamanı sar ellerimden kayıp gidiyor
Bu diyar beni geriyor, bu günümü mahkum ediyor