Kalemim aynı tatta
Keyifsizim
Yanan bir coğrafyanın yağmalanmış kültürü kadar eskiyim
Eskitildim
Eskizim sizin
Peşkeş çekme
Zanaatım özgür sanatın döküldüğü yerden.
Öpüldüğü yerinden kanatmam gerek dünyayı
Azımsa yok yere; ben çok kere düş kurup düşüşler yaşadım
Hep aynı tat -cidden bu hayat mı?
Yoksa yüzüme tuttuğun şu ışık kadar yapay mı?
Yat kalk sürün her şey maddesel
Sınırları çizen beynin, yıkımlar yaratmadı mı aynı yerde?
Siyasi imzan tetik değil miydi nükleer ofkene?
günahını temizler miydi o dev dalgalar sence!?
Dengele beni!
Serzeniş değil bir restin senfonisi
Seni yaşatan doğayı görmen için
En kutsal yerler adım atığın memleketim;
İşgaline esirim başımda oyuncak askerlerin…

Gerçeğin katsayısı çektiğim fotoğraflarda saklı
Kendine suikast notları tutan dünyanın evladıyım
Reddettim, toprak kanım kadar kaynadı
Kraterin ağzında nöbet geçirdi tüm yargılarım
Kurar mısın benim için komplolar?
Sızar mısın evimin çatlak duvarlarından?
Çalar mısın şarkım kadar içimdeki halkı?
Kandırıp onları da barkodlayıp satar mısın?
Bir zamanlar,
Gerçekmiş inançlar
Gerçekmiş eridiğimiz kadar şu plastik dünyada
Kalan biziz; Artık olduk, arttı kaoslar!
Gecenin diğer adı benim, yanıma gel Ay dolunca.
Kapat gözlerini uzaklaş bu sahtelikten
Sıyır tenini tüm şu görsel terimlerden
Adım, tavrım ve dansım
Seninle daimi
Çalsın bırak dünya yanarken bu şarkım..