Bölüm 1:

Aramak laneti rap, Methüsena sabaha kır boyu yıkanır; tuzak nehirler
Teri bütün günahlarını silemese de vicdanını kusar teninden
İşlemeyen bi’ tren garının gölgelerinde hep uzarken izler
Susuzluğunu bi’ bilseler sağanak yağmurlara susar denizler

Söylediği yalanları anca ölümüne varacak bi’ kumar temizler
Yazdığı şarkılar kadar var, sustuğunu tanrı yukardan izler
Savaşır kendiyle ya vurulan da bizden olur hep vuran da bizden
Darılır güne yakarır tanrıya “Tanrım affeyle utanma bizden”

Güzden yaza uyanmak ister ama talih geri döndürür
Yaşamın ışıklarını ıssızlar kentinin sakinleri söndürür
Yalnızlık yazdırır, ama her zaman güzel değil bu
Çünkü o şiirleri doğuran yalnızlık, şairleri öldürür

Nakarat:

Yar, elin denizlerinde yarınım var benim
Ne yaz, ne yağmurunda yağdı, yağdı yıllar
Yazamam ecele ya kara gecelere yürüyorum al

Bölüm 2:

Örerken ömür ağların aklına dün gelir
Yanlışı kemirir beynini
Gemisi harap haldedir, tayfası kaçar
Issızlığa çevirir seyrini
Uyanır kar, kış, kahır
Gökyüzü toprağa almış tavır
Hayatta doğru şeyler yapanlar genelde ölünce alkışlanır

Faydası olmadığını bilmez gibi özüyle her gece tartışmanın
Yanlış hikaye, yanlış şehir, yanlış arkadaşlar, yanlış kadın
Yandı mı gemiler; ne taht kalır, ne düş
Tanrım bana aklımı geri ver
Kaç kere kandım insanların gülüşlerine?
Kaç kere hakkımı yediler?
Söyle

Çok günahım, kimbilir kaç bedende yarayım
Bugün sebep vermez alayı
Küçücük emeklerden sarayım yıkık
Çok günahım, söyle hangi birine yanayım?
İnan Şeytan’dan yapılmışım da meleklerden yanayım

Nakarat:

Yar, elin denizlerinde yarınım var benim
Ne yaz, ne yağmurunda yağdı, yağdı yıllar
Yazamam ecele ya kara gecelere yürüyorum al