Gözümü Ankara’mda açtım saat sabah beşe dogru
Kulaklarıma fısıldayan babam bikaç hece doldu
Hafızama o gün sefa gözlerini açmıştı hayata
Yuvasıydı yarı yıkık bi gecekondu.

Sonra İstanbul ilk adımlarım içimde neşe boldu
İlk oyun ve ilk yaralar acım ne ilk ne de sondu.
Gece korkup açtığımda radyonun sesini
Ruhuma değen ilk adam, babamdan sonra Neşet oldu.

Dede korkut hikayeleri dinlemiştim Bursamda
Bi muhacır mahallesinde dört yılım kursam da
Büyük hayaller hiç bi zaman olmamıştı sorun çünkü;
Çizgi filmlerde düşmüyodun havada dursanda.

Bakmazsan aşşagıya sonra okul oldu musallat
Teneffüs zilini çıkış sanar şiir uslanmaz
Vursanda sızlanmam alıştıgımdan
Yalanla beslemek istediler hepsi ben sürekli kussam da.

Koskoca şehirler,bana dar geliyo söyle neyim ben ?
Dünya beni zehirlerken ben donkişot hayat degirmen.

Babam gurbetinde, biz de evde savaşırdık bahanemiz
Yoktu hayat bütün zübbe çocuklarına şahanedir.
Üçüncü evimizden taşınırken farkettim
Hatırlayamamıştım bu şehirdeki ilk mahallemi.

Hem hafif hem agır benim ki dilsiz ve sagır benim
O ufacık kalbim ancak dört şehire sıgar benim.
Ödevlerim bittiginde ilk işimde oynamaktı anne lütfen
Pokemon başlayınca çagır beni.

Ve tekrar Ankarama dönerken ilk parçamla
Sabahladım uykusuzumki sırtımda var çanta
Kalcam bak derslerden kaygısı yok o günlerde
Matematik dört işlemden ibaretti kavgamda

Eksik olmaz sonra bilmedigim kavramlar
Hayatıma engel oldu kimse yokken arkamda
Geldim 19 yaşına o yüzden ayaga kalk ve savaş kardeşim
Bursa, İstanbul, Ankara ve Çarşamba.