Giriş: (Feride Hilal Akın)

Derdin nedir, kiminledir?
Ruhunu üzen nedir?
Şuurumu düzenledim; başarmak için

Susmak nedir?
Gül bahçemiz zehirlidir, dikenleri
Ararken yitenleri
Seni durdurmak için

Gün doğarken ya da batarken
Beni hapsetti
Bir kum saatinin içinde

Zaman,
Beni avuçlarında
Yeni yarışlarından sıkıldım
Ama mecburum

Nakarat: (Feride Hilal Akın)

Ayakta kalmaya bazen
Herşeye ragmen zaten
Hayatta kalmaya yeminliyim
Bu yüzden;

Beni durduramaz zorlu yokuşlar
Sinsi bakışlar
Soğuk bu kışlar ya da yağmurlar
Çünkü ben buyum

Bölüm 1: (Şiirbaz)

Beş yılda bir kömür ve makarnanız durdurmuyor akan kanı
Ben zamana çocuklugumu verdim, o bana sakalları
Sistem her gün palavrasını pazarladı
Sen her çeliştiginde inandıgın masallarını azarladın

Hayatın bir savaştı ve her savaş gibi
Bu kez de silah tüccarlarından başka hiç kimse kazanmadı
Öldürdün gerçekleri haykıran tüm yazarları
Böylece aynandaki köleye saygın azalmadı

Bu pis yarını sen yarattın susturarak vicdanının isyanını
Geriye dönme imkanımız sıfır
Bu kısır döngü ısırdıkça daha tutsak hissedecen
Nedeni kendi yarattığın sınır veya sınıf

Yalnızken ayakta kalman tek gereken
Ve yaşamak kimse için kin ve nefret beslemeden
Devam etmek pes demeden zihnimdeki sesler hemen
Hatırlatır kalkmam istemem ama mecburum

Nakarat: (Feride Hilal Akın)

Ayakta kalmaya bazen
Herşeye ragmen zaten
Hayatta kalmaya yeminliyim
Bu yüzden;

Beni durduramaz zorlu yokuşlar
Sinsi bakışlar
Soğuk bu kışlar ya da yağmurlar
Çünkü ben buyum

Bölüm 2: (Şiirbaz)

Geçirdim tam yirmi bir Ekim ayı
Gördüklerim gözlerimden çekip aldı retinayı
Ölüme yaklaştıran her nefes bireysel kıyametine geri sayım
İnsanlık ölmedi sadece yeri kayıp

Dürüst ol, hayatında pürüz çok
Haftalardır suratında samimi bi’ gülüş yok
“Sonsuza dek seninleyim” diyenlerden ortalarda bir iz yok
Aşk; sadece hormonal bi’ ilüzyon