Bölüm 1:

Beni kimse sevmedi sen gibi içim direnir
Senin yokluğundan bu yana gönlüm aşk dilenir
Şimdi yüküm ağır, dolu bi’ dert treni
Seni kırdığım için özür dilerim

Üzgünüm, sana ayırmadığım saatlere
Üzgünüm, sana uğramadığım günlere
Kırgınım, eline dökmediğim güllere
Kırgınım, yüzüne bakmadığım dünlere

Beni kimse özlemedi sen gibi vefasızlık ömrüm
Pişmanım, sürekli ilgisizlik gördün
Kendi kazaklarımı lime lime etlerinden ördüm
Yüzüne bakmaya yüzüm yok ışıklarını söndür

Hayalet gibiydim seni anlamamak inancımdı
Kalbinde kiracındım
Meğer döktüğün her gözyaşı bir dar ağacıymış
Özlemek, sana direnmekten acıymış

Velakin, pişmanım inanmasan da
Görmesen de, sesimi duymasan da
Senden bir beklentim yok be gülüm olmasın da
Bu basit bir mektup gözlerin dolmasın da

Benim gibi birini kalbin nasıl olur da sevdin?
Nasıl olur da yıllar yılı gülümsemeni verdin
Bak şimdi uzaktasın tek başıma bu derdi
Kafamı duvara vurarak taşıyorum kadın, kendimi yendim

Kendime kızgın, kendime kırgınım
Artık azalttım şu mürekkepli zıkkımı
Her dokunuş sen, kendimden alamıyorken hırsımı
Al, yokluğun sende kalsın tılsımı

Bana acılarını yolla kadın haketmiyorsun
Evde düzine düzine fotoğraf yetmiyorsun
Yaralarını kapat haketmiyorsun
Hâlâ neden seviyor naz etmiyorsun

Kadın sevme beni ben seni haketmiyorum
Kalbin çığlık çığlığa atarken yetmiyorum
Üzülme demişsin şikâyet etmiyorum
Nasıl olur da üzülmem pişmanlık kendi yolum

Yollarına dar ağacı kur artık uzanamayım
Bilirsin sessiz bir sinemayım
Bu sana yolladığım risalenin son balayı
Şu zıkkıma koydum yine cebimdeki son parayı

Nakarat:

Bir rüzgar eser, bir gülden ömür gider
Bir kömür karası gözüm, bir gün bu zulüm biter
Bir gün doğarız belki o gün biz ölümlüler
Bir yerde yanarız belki, iz kalır gönül tüter

Bölüm 2:

Beni kimse anlamadı sen gibi ne garip adamım
Boş bir odada simsiyah bir ekran kadarım
Artık ısıtmıyor içimi közden hırkalarım
Çünkü insanların soğuk yüzüne kanarım

Bıraktım kumarı, bıraktım yalanı
En çok elimden yok olmana yanarım
Artık uyku da yok özlemiyorum sanırım
Seni binbir çiçek kokusunun mabedinden tanırım

Beni kimse sevmedi sen gibi ömrüm kurusun
Sen şuan odamda en yalancı konusun
Biliyorum sen benden daha da fazla dolusun
Ama ne çare aklımda çözemediğim sorusun

Oynadığım en büyük kumarsın
Orası yaz belki, burası kış masalı
Sevgine yenik düşüp girme kalbe incecik
Burası en büyük yaran ya belki donarsın

Nitekim kırık bir kalbe düştük
Elimde tek silahla harbe düştüm
Seni mi kurtarayım, kendimi mi?
Kalp kalbe ait fakat kalp kalpten neden üstün

Artık severiz de dün gibi gelmez tadı
Artık ölsek de faydası yok kalmaz adı
Artık ne yapsam da dün gibi olmaz tadı
Neyse, sen beni sevme kadın

Nakarat:

Bir rüzgar eser, bir gülden ömür gider
Bir kömür karası gözüm, bir gün bu zulüm biter
Bir gün doğarız belki o gün biz ölümlüler
Bir yerde yanarız belki, iz kalır gönül tüter