Bölüm 1:

Bam güm çat pat kağıt kalem ver
Kalbim faça dolu sen kırıkları ver
Hiç bi’ haber vermeden uçup giden
Paçalı güvercin gibi yalnız sever

O da ne diyon, nasıl anlatayım
Tozlu ayakkabı tükürüp parlatılır
Bozuksa şeklin elbet patlatılır
Cam, pencere, laminant, çerçeve

Girdi mi kış eve kapıyı çalmadan?
Moda oldu hemşo retro kazak kaban
Ağır sanayide taşeronu köpek yapan
Filstinli çocuk gibi elimde var sapan

Olur panik atak gece yolcusu
Çünkü mahalleyi tanımayan komşusun
Azıcık susun, su çukurda kaynıyo
Bizim gibi bizi seven de var mı? Yok

Nakarat:

Bak bi’ kere olsun dene
Kaç git kimsesizin bu ev
Bazen mırıldanır kendi kendine
Yanmanın içine, yanmadı çile

Bölüm 2:

Sen de bakayım içinden ne geçiyo
Var üzüntüyü geçircek elbet bi’ yol
Neyi, nasıl düşünürsen oraya doğru yol
Ne zaman alışsam sana diyom bu son

Kapı çalıyo zeminden aşşağaya
İnsan eti ağır olur taşşa yat
Elinde son kalanıda maçça bas
Seni ilk terk edenide başşa yaz

Çok bilmiyoz ama çok gördük
Sevilmedik, sevdik çok kördük
Şekil arabaların çoğu da tüplü
Nette etini satan fotoşopta süslü

Müslüm haberimiz yokla dertleştiren
Öğretti kayan yıldızdan dileme dilek
Nöbetçi eczaneyi arayıp giden
Bazı yerde meyva değil aldığın çilek

Nakarat:

Bak bi’ kere olsun dene
Kaç git kimsesizin bu ev
Bazen mırıldanır kendi kendine
Yanmanın içine, yanmadı çile