Bölüm 1:

Rahat bırak, avcunun saçaklarından aşağı düşen beni yukarı inerken göğe çakılanlara selam vereyim
Dağlara da nemrutlaşmak zorundaydım idare edin
Birleşten maddeleştim, bir keşten sadeleştim

Geriye kalan tortu, kendinden menkul boşluk
Camın önündeki çiçekler bugün halinden memnun
Dikkatle izliyordum, gözaltlarım eflatun, maksadı ve denizi aşmak
Bana müstahak sanıyordum, değilmiş

Benim için şereftir yanılmak vesaire, anlamadığım ayrımlar kimyevi nüans ve narkotik
Bir demans aritmetik, ikiyi kovalayan iki, hattatlara yazdırdım münasebetsiz sicilimi

Lanet nelere musiki, rezonansım uyumsuz, titreyen ışıklar ve ellerim trabzana dokundu
Gözlerim kararırken bozuktu siyahla senkronik, anlattığım aynı hikayenin farklı versiyonu kuşkusuz

Nakarat: Can Güngör

Fark etmez hangi gün
Bir yıldız söndürdüm
Olur olmaz bir kabullenişle
Kendini sürdürdün

Bölüm 2:

Kötü bir fikrin tohumunu recmettim aklımın toprağına
Meyvesi rivayetti, inandırıcı bi’ söylenti
Savruldu zerafatle gelişi güzel akıma
Anlamıyorum neden intikam almak umrunuzda

Vakti zamanında, pürtelaş miskinlikle
Örtbas ettiğim şiir dolu pürhiddet mürekkeple
Zararlı maddeler suistimal ederim zahmet etme
Orada yoksam ve bu olmayacağıma delaletse

N’apabilirim otuz senelik müşteriyim
İçimi doğrularım kemirir yanlışım olmayanın bedeli
Söyle naapabilirim noksan şeylere gebeyim
Yoksa 1 gramı göz kararı ben ne biliyim hacım

Alakayı kuramadım, dokuz tek yuvarladım
Bahsini açmadın ketumla bari kumarbazım
İşte böyle böyle güldüm Samsun iki bir altı
Doğru duydun 2019 da berbat yıldı

Nakarat: Can Güngör

Fark etmez hangi gün
Bir yıldız söndürdüm
Olur olmaz bir kabullenişle
Kendini sürdürdün