Sus! Biraz da sessiz ola bu dünya
Farkındayım sensin dönmez bu dünya
İki cihandan ayrı yerdeyim arafta
Bilmiyorum bu nefs hangi tarafta?

Uyuya kalmışım bir ağacın altında ve ben
Hissediyorum esiyor hafiften bir meltem
Gördüğüm rüyalar görünüyorki süslü
Özentim ne aciz o ki bana küstü.

Uyanmak istiyorum uyanamıyorum uykumdan
Korkum yok gölgemden kaçamayan hasımdan
Zoraki değildir kibir pekala keyfidir
Vahyetti vaktizaman Aleyhiselam Cebrail.

Neyse ben devam ederken bu tatlı uykuma
Bir 23 yıl sığmış ufak tefek bir rüyaya
Bu aralar biraz karıştı ne alaki anlasam
Şöyle etrafa bakıyorum bu sözümü nereye bağlasam?

-Nakarat-
Zor deme bana
Zorları yıka kıra koşar adım amaca
Bak biraz bana
Gözlerim kırışık başım değil yaşımda.

Gözlerimi araladım başımda birisi dikiliyor
Meltem yeli sesini minik kuzularınki örtüyor
Dediki “Sus rüyadasın fakat şuanda değil
Benden uyarı ayık dünya rüyan kadar serin değil”.

Cevaben “Kimsin?” dedim “Nerden nereye gidersin?
Söylediklerinden bir anlam çıkarmamı mı beklersin?”
Yanıtladı “Bir çobanım ben bu sürüdür tek davam”
Dedimki “Sırrın artsın vesselatü vesselam”.

Gözüme güneş vurdu yaprakların arasından
Gözlerim kapandı göremedim bir an bu durumdan
Bir baktım ne kuzu var ne de etrafta bir çoban
Boynumda bir ağırlık sezdim bu ki demirden bir çan.

Meltem yeli geri geldi hafif eser haline
Uyku sertçe kapımı çaldı zorla girdi haneme
Rüya devam etti sanki bu kez biraz farklıydı
O süslülük o şahşah yerini yalına bıraktı.

-Nakarat-
Zor deme bana
Zorları yıka kıra koşar adım amaca
Bak biraz bana
Gözlerim kırışık başım değil yaşımda.