Saian:

Uslandın şehirdeki girdaptan boğuldun velhasıl
Söyle sana pencerenden etine saplanan güneşten başka ne lazım?
Bakma bana ben fırtına biçmek için rüzgar ekerim
Hiç düşündün mü, bir manası var elbet çayla gelen iki küp şekerin?

Tamam yaşamak pek iç açıcı değil şu zaman burkuldun.
Ama kabûl et sen de farkettin yağmurun nasıl büyüdüğünü yutkundun!
İsterdim bir yağmurdan artakalan koku şu şarkıya sığsın
Şimdi sana sigaramdan yüz bularak soruyorum, nasılsın?

Ben fena değilim sadece biraz laçka!
Elimden gelen yok hastane kapısında eline şiirler tutuşturmaktan başka
Bir de geceleri uyku tutmuyor, sabahı zor ediyorum
Ulan bu öfke denen illet var ya; dişlerimi sıkıyorum!

Bazısı beyhude diklenir şu dünyaya hah! ne diyeyim?
Kızıyorsun evet biliyorum ama işte ben onlardan biriyim.
Olsun be, tutun yıkılma sakın hep ayakta kal, diren!
Ben mesela oturup sana böyle bir mektup yazdım ismi kangren

Ayşegül Erkurt:

Kalbinin kangreni yerine ellerimi
Koy hepsi geçer gider bu günler elbet biter.
Güneş doğacaksa, sabah olacaksa eğer
Satırlar bana yeter, unutmak varsa eğer